Gittiğim Şehirler:

28 Eylül 2013

Viyana


Viyana Pastaneleri

Pastacılık Viyana'da çok değer verilen bir uğraş ve pastaların hepsi adeta birer sanat eseri. Hal böyle olunca günlük tatlı limitinizi oldukça zorluyorsunuz.

Pastanelerin çoğu tarih kokuyor. Çok uzun yıllardan beri aynı adreste hizmet verebiliyor ve halk tarafından el üstünde tutuluyorlar (İnci pastanesini kapattıranlara sitem!!). Bizdeki sonradan görme modernleşme çılgınlığı oralara bulaşmamış, ne mutlu onlara! 

Benim gibi Hacıbekir ve Baylan severlerin hoşuna gidecek iki öneri:

1. DEMEL

Benim en keyif aldığım pastane Demel oldu. 1786 kurulmuş olan bu pastane, Hofburg Sarayı ve İspanyol binicilik okulunun bulunduğu meydana açılan sokakta yer alıyor. Avusturya-Macaristan imparatorluğu döneminde imparatorluğun resmi şekercisi olma ünvanına sahipmiş. Bu ünvanı  Prenses Sisi için ürettiği menekşe şekerlemeleri için almış.

Menekşe Şekeri hala üretiliyor.Kutusu 18 Euro civarı.Fiyatı oldukça  pahalı ama Viyana'ya özgü birşey tatmak veya sevdiklerinize hediye götürmek istiyorsanız, türk kahvesinin yanında çok güzel giden bu mor şekerlemeler çok güzel bir seçenek. Sadece haftasonuna mahsus olmak üzere menekşe şekerli makaron da yapıyorlar.Pazar günü dükkana şöyle bir bakmak için girdiğimde görmüştüm. Maalesef pazartesi günü tekrar gittiğimde bulamadım :(

Prenses Sisi'nin çok sevdiği menekşe şekeri  























































Demel'e özgü bir diğer tatlı ise fındık kremalı ve çikolatalı Anna Torte.

Anna Torte

 Tavsiye edeceğim ikinci pasta da karamel severler için.Üstü karamelize şeker kaplı ve fındık kremalı Dobostorte, Arzu Çağlan'ın Keyfegezer adlı kitabında okuyup da kafayı taktığım, aslen Macaristan'a özgü bir pasta. Ama ben çikolata sever biri olarak Anna Pastası'nı daha çok beğendim.

Dobostorte
 2. SACHER CAFE
Viyana cafelerinin içinde muhtemelen en ünlüsü Cafe Sacher.
Demel Pastanesiyle davalık olmasına sebep olan Sacher pastası ise Viyana ziyaretiniz sırasında tatmanız gereken lezzetlerin en başında geliyor.

Çikolatalı bir pasta olmasına rağmen oldukça hafif, içindeki kayısı marmelatı ise hafif ekşi bir tat vermiş. 
Sacher Pastası

Viyana'da Şinitzel Yemek

Viyana'ya özgü yemeklerden bir tanesi olan şinitzel aslen dana etinden yapılan bir et yemeğidir. Ülkemizde tavuk etinin galeta ununa bulanıp kızartılmasıyla elde edilse de, orjinal bir şinitzel ekmek kabuğu ile kaplanır, dana veya domuz etinden yapılır. Şinitzeli hem Figlmüller de hem de  Mehmet Yaşin'in önerdiği Immervoll'de (şimdiki adıyla Gasthaus Pöschl) denedim.

  • Figlmüller
Figlmüller oldukça turistik bir mekan ve şu anda iki tane şubesi bulunuyor (Wollzeile ve Backerstrasse). İlk açılan şube Wollzeile olduğu için ben burada yemeyi tercih ettim ama rezervasyon yaptırmazsanız ve kalabalık bir grupsanız yer bulma sorunu yaşarsınız. Ben tek kişi olduğum için biraz sıra bekledikten sonra benim gibi sırada bekleyen Belçikalı bir çift ve İtalyan bir beyle aynı masaya alındım. Dolayısıyla oldukça keyifli bir yemek oldu. Hepimiz şinitzel ve patates salatası söyledik. İçecek olarak da Figlmüller'in özel olarak ürettiği Blaufränkischer şarabından tattık. Unutmadan belirteyim, burada şinitzeli domuz etinden yapıyorlar. Domuz eti yemek istemeyenler için dana ve tavuk etinden yapılmış pek çok seçenek mevcut. Şinitzelin fiyatı 13.9 Euro. Patates salatasını ayrıca sipariş etmeniz gerekiyor, fiyatı 4.2 Euro. Paraya kıyıp ikisini de söyleyin derim çünkü sirkeli, hardallı ve frenk soğanlı (taze soğanın minyatürü) salata şinitzelin yanında çok iyi gidiyor. 

 

  • Immervoll (Gasthaus Pöschl)
Immervoll, Almanca "Hep dolu " anlamına geliyor. Her ne kadar şu anki ismi değişmiş olsa da gerçekten hep dolu bir mekan. 
Burayı ilk olarak Mehmet Yaşin'in yazısında görmüştüm. Daha sakin ve huzurlu bir yemek yemek istiyorsanız burayı Figlmüller'den daha çok beğenirsiniz diye düşünüyorum. Şu an çok net hatıramıyorum ama sanırım fiyatlar da daha uygundu.

Burada tadabileceğiniz bir diğer lezzet de Avusturya mutfağına özgü, bir çeşit haşlanmış dana eti yemeği olan Tafelspitz.
Yemeğinize eşlik etmesi için de aperol likörü(portakallı) ve prosecco'dan yapılan Aperolspritz söylemenizi öneririm. Bu içecek özellikle Almanya'nın güneyinde çok meşhur.

Immervoll'de şinitzel ve Aperolspritz


 
 

06 Temmuz 2013

Prag


Çek Cumhuriyeti, Almanya, Macaristan ve Avusturya birbirine çok yakın. Eğer zamanınız varsa, uçakla bir tanesine gidip kalanları otobüs veya trenle aradan çıkarmanızı öneririm. Şahsen ben Münih’ten Prag’a, Eurolines otobüs firmasıyla 9 Euro’ya gittim.

 

Florenc Otobüs Terminali-Şehir Merkezi Ulaşım:

Eğer eşyanız az ise Florenc otobüs terminalinden şehir merkezine yürüyerek ulaşmanız mümkün (ve tavsiye edilir çünkü gayet kısa bir mesafe). Ancak çok fazla bavulunuz varsa Metro’nun B hattıyla Mustek  durağına gidip buradan  A hattına geçiş yapmanız ve Staromestske Nam. durağında inmeniz gerekiyor.
Bilet fiyatları için: http://www.myczechrepublic.com/prague/tickets_fares.html

Prag Metro Haritası


Konaklama:

Prag şehir merkezini yürüyerek rahatlıkla dolaşabilirsiniz. Ancak bunun için kalacağınız yeri çok dikkatli seçin.
Şehir,  Praha 1, 2, 3… şeklinde bölgelere ayrılmıştır. Kalacağınız otelin mutlaka Praha 1 bölgesinde (Stare Mesto) olmasına özen gösterin. Otel tanıtımlarındaki şehir merkezi ifadesine kanmayın. Adresinde Praha 1 yazdığından emin olun. Bu bölgedeki oteller çok pahalı olur diye düşünmeyin, booking.com veya hostelbookers sitelerinden uygun fiyatlı hostel ve oteller bulabilirsiniz.
 
Prag'ın Kısımları






Prag Eski Şehir Turu
   
Öncelikle ilk gördüğünüz turist info’dan ücretsiz şehir haritası alın (Eski şehir meydanında bir şubeleri mevcut, mutlaka başka yerlerde de vardır ama bana denk gelmedi).


Haritanızı aldıktan sonra şehri gezmeye başlayabilirsiniz.Görülmesi gereken belli başlı yerler şöyle;


  • Astronomik Saat:

Eski şehir meydanında bulunan saat, 1410 tarihinde yapılmış. Dünyadaki en eski üçüncü astronomik saat ama diğer ikisi artık çalışmıyor.


Saatin çok fazla ziyaretçisi olmasının bir diğer sebebi ise üzerindeki kuklaların her saat başı küçük bir gösteri yapması. Dört büyük günahı temsil eden kuklalardan biri, keyif düşkünü bir Türk’ü canlandırıyor. 



  • Karluv Most (Charles Bridge)
15. yüzyıl’da inşa edilmiş olan köprü, bir zamanlar Vltava Nehri’nin üzerindeki tek geçiş yolu olması sebebiyle önemli bir ticaret merkeziymiş. Günümüzde de birbirinden güzel ve yaratıcı hediyelik eşyalar satılıyor.


Ne yazık ki belirli bir saatten sonra aşırı kalabalık oluyor. Sabah erken bir saatte uyanıp köprünün tadını çıkarmanızı öneririm.


  • Prag Kalesi (Prazsky Hrad)-St.Vitus Kathedrali-Kafka’nın Evi:
Prag Kalesi’ne gitmek için Charles Köprüsü’nü kullanarak Vltava Nehri’nin diğer tarafına geçmeniz gerekiyor. Sonrasında yokuş yukarı tırmanmaya başlayacaksınız.
Prag Kalesi 870 yılında inşa edilmiş, Avrupa’daki en büyük Ortaçağ Kalesi. Günümüzde, Çek Cumhuriyeti’nin yönetildiği yer.
Kalenin girişindeki muhafızlar her saat başı görev değişimi seremonisi yapıyorlar.



Muhafızların arasındaki kapıdan geçip içeriye doğru yürürseniz karşınıza Prag’ın sembollerinden, şehrin en büyük kilisesi St. Vitus Kathedrali çıkacak. Eski zamanlarda kral ve kraliçelerin taç giyme töreninin gerçekleştiği mekan.





Kiliseyi geçip, Ziatá ulička caddesine yürümeye devam edin. Küçük ve rengarenk evlerin dizildiği bu tarihi sokakta Kafka’nın Evini bulacaksınız. Sokağa giriş saat 6’ya kadar ücretli, 6'dan sonra ücretsiz de girebiliyorsunuz ancak dükkanların çoğu kapanmış oluyor. Aşağıdaki resimde küçük mavi ev Kafka'nınki.



Prag'da Kahvaltı Keyfi: Cafe Savoy


Prag’a gitmemden sanırım bir yıl kadar önce, seyahat dergilerinin birinde Prag’ın cafeleriyle ilgili bir yazı okumuştum. Cafe Savoy’da kahvaltı fikri o kadar cazip gelmiş ki, Prag’a gitme ihtimali ortaya çıkınca aklıma gelen ilk şey o yazı oldu.


Prag yiyecek içecek bakımından diğer Avrupa şehirlerine kıyasla oldukça ucuz. Cafe Savoy gibi çok hoş bir mekanda kişi başı yaklaşık 18 TL ödeyerek güzel bir kahvaltı edebilirsiniz.
Burada beş çeşit kahvaltı mevcut.  (bkz:http://cafesavoy.ambi.cz/en/#menu-2772 ). 

Benim tercihim çay kahve yerine sıcak çikolata içeren Savoy Breakfast’tan yana oldu. Sabah sabah sıcak çikolata fikri kimilerine ağır gelebilir ama bu sıcak çikolata alıştığımızdan daha az tatlı ve dolayısıyla çok daha hafif. Aşağıdaki resimde görülebileceği üzere küçük metal bir sürahinin içinde getiriliyor; fincanınızdaki bittikçe yenisini dolduruyorsunuz.  

Kahvaltı iki aşamada sunuluyor. İlk aşamada tatlılar sofraya getiriliyor. Ev yapımı reçel, çiftlik tereyağı, fındıklı mermer keki ve ev yapımı ekmekler… Sonraki aşamada ince birer dilim Prag jambonu, organik Emmental peyniri ve yumurta. 

Burada kahvaltı etmek çok güzel bir deneyimdi ama benim gibi kahvaltısını tuzlu ağırlıklı etmekten hoşlananlar için jambonla peynir birkaç dilim daha fazla getirilebilirdi diye düşünüyorum.  


Prag Birahaneleri
  •  U MEDVİDKU

1466’da kurulmuş olan birahane-restoran, U-Fleku’daki turist kalabalığından kaçmak için ideal bir mekan.


U Medvidku’yu yerel bir blogger’ın yazdığı Çek birahaneleriyle alakalı bir yazıda görüp denemeye karar vermiştim. Yemek için vakit bulamadım ama biralarını tatma fırsatım oldu. Özellikle sadece bu birahane’de üretilen Old Gott ve XBeer33 bira çeşitlerini denemenizi öneririm. İlki tamamen doğal maddelerden üretilmiş, pastörize edilmemiş ve yüksek oranda mineral ve B vitamini içeren bir birayken, ikincisi dünyadaki en yüksek alkol oranına sahip bira olma ünvanını taşıyor. Bu sebeple X33’ün daha çok yemeklerden sonra daha çok sindirmeye yönelik tüketilmesi tavsiye edilmiş.




Burasının geleneksel Çek yemeklerini denemek için de uygun bir yer olduğunu düşünüyorum. Maalesef ben burada birşeyler yeme fırsatı bulamadım ama tavsiyem üzerine giden bir tanıdığım, kıtır ekmekli soğan çorbasını denemiş ve oldukça beğenmiş. 

  • U FLEKU
U Fleku Prag'ın en eski ve en turistik birahanesi, fiyatlar ise diğer birahanelere göre daha yüksek. Bu sebeple, yerel halkı kendisine küstürmüş olsa da birasının kalitesi konusunda çoğu kişi hemfikir. Bir akşam gidip dark lager'ini tatmanızı öneririm.
U Fleku